Denizcinin anasayfası

Nyad

Gerçek bir hayat hikayesi olan Nyad filmi, 28 yaşında birçok başarının yanı sıra halihazırda Capri’den Napoli’ye yüzme dünya rekorunu elinde bulunduran ve açık denizde yeni bir yüzme rekorunu kırmak için yola çıkıp başarısız olan Diana Nyad’ın 60 yaşındaki yaşamı üzerinden başlıyor.

İlk yazım ile ikinci olan bu yazım arasında verilen zamansal araya ithafen ben de bu ayki köşemde hayatımızda vermek zorunda kaldığımız araları konu alan bir filmden bahsetmek istiyorum ama öncesinde yine bahsedeceğim film için de çok önemli bir konu olan dostluk anlayışımdan söz etmeden geçemeyeceğim.

Ben hayatımdaki arkadaşlarımın bazılarını hayal’daş, sahne’daş, her’daş olarak adlandırmayı çok seviyorum. İşte her şey; kendisini tam da bu isimlerle adlandırdığım, beni ve hayatımın satır aralarını çok iyi okuyabilen, ortak hayallerle dolup taştığımız ve birbirimizi bu yönde her zaman desteklediğimiz benim gibi oyuncu olan her’daşım Burçin Turhan’dan bir gece 03:30’da gelen mesajla başlıyor: ‘Melis, şimdi Netflix’te bir film izledim, adı Nyad. Gerçek bir hikaye. Direk aç, izle, muhteşem. Kadının denizden çıkarken söylediği o cümleler… Ben izlerken pes ettim, kadın etmedi. Gerçekten her zaman azim kazanıyor. Biz de onlar gibiyiz, pes etmeyeceğiz, hep yola devam, izlerken direk aklıma gelen kişiydin Melis’im…’ Böyle bir mesaja tabii ki kayıtsız kalamazdım. Başladım bu yazıma vesile olan NYAD filmini izlemeye… Buradan bir kere daha beni her koşulda destekleyen, her hayal ve gerçeklik satırında buluştuğumuz ve hayallerinin peşinden başarıyla koşan canım Burçin’e teşekkür ediyorum.

60.yaş doğum gününde Nyad, hayatını sorgulayıp artık sıradanlığa boyun eğmek istemediğini ve yaşamındaki boşluğu doldurmak istediğini fark ediyor. Yaşam ona, bu kadar başarılara imza atmış bir insan için daha yapacak şeyleri olduğunu fısıldıyor. Karşısına çıkan mesajlar manidar hale geliyor. “Pırlanta, işinde azmeden bir kömür yumrusudur!” sözü misali o, küllerinden tekrar doğmaya, hayatını tekrar anlamlandırmaya karar veriyor. Hayatta hayallerimizi dile getirdiğimizde kimi otoritelerce kömür gibi görünebiliyoruz, belki de kendi yapamadıkları üzerinden bizim de başarısız olacağımıza bizi inandırmak ve günün sonunda onlar da zaferlerini böyle kazanmak istiyorlar ama unutuyorlar ki parlayacağı varsa parlayacak olan bir pırlantaya ve en iyi arkadaşı azme kimse dur diyemez!

Delmar Safety

Nyad ona hayat sevincini tekrar getiren amacını buluyor: Gençliğinde tamamlayamadığı açık denizde aralıksız 2.5 gün sürecek, Küba’dan Florida’ya uzanan o tehlikeli geçişi bu sefer tamamlamak. O zamanlarda da kimsenin yapılıp yapılamayacağını bilmediği bu dünya rekorunu kırıp ölümsüz olmak isterken yüzde 50 şans ile aslında ölümsüz olmak uğruna ölüme bir kez daha meydan okuyor. Burada da bir insanın sevdiği işi yaparken ve hayallerinin peşinden koşarken hayat enerjisinin nasıl yerine geldiğini görüyorsunuz. Nyad, 60 yaşında tam anlamıyla yeniden doğuyor.

Film boyunca geçmiş ve şimdi arasında gerçek görüntülerle bağlar kuruluyor. Bu da filmi daha da etkili hale getiriyor. İsimlerin kadere olan etkisi bir kez daha karşımıza çıkıyor çünkü Nyad, Yunanca’da su perisi anlamını taşıyormuş ve yüzmenin Nyad için çocukluktan gelen bir tutku ve aşılama olduğu bize aralarda bu durumu desteklercesine anlatılıyor. Tüm bu geçmiş ve şu an arasında Nyad geleceğe meydan okuyor ve sınırlamaya inanmadan tekrar yüzme antrenmanlarına başlıyor.

Burada da devreye yazının başında bahsettiğim dostluğun ve inancın başarıya olan etkisi giriyor. Nyad, en yakın arkadaşı olan Bonnie’den, Bonnie olarak Jodie Foster’ı izlemenin etkisi azımsanamaz, koçu olmasını istiyor ve beraber bu tehlikeli yola çıkıyorlar. Nyad ne kadar kendine inansa da ona inanan bir ekip ve sponsorları bulmak hiç de kolay olmuyor ama yine de üstesinden gelebiliyor.
Oyunculardan söz etmişken Nyad’ı canlandıran Annette Bening’e de filmi izlerken gösterdiği performans ve oyun gücünden kaynaklı ayrı bir hayranlık duyuyorsunuz.

Film boyunca, başarısızlıklardan sonra bile vazgeçilmeyen 5 yüzme denemesi izliyorsunuz ve gerçekten nefesiniz tıkanıyor. Deyim yerindeyse nefes kesen bir hikaye izliyorsunuz. Bonnie inanılmaz bir koçluk yapıyor, ekip her denemeye bir öncekinden deneyimli ve hataları gidererek ama büyük bir inançla hazırlanıyor. Denizde geçirilen saatler sonucunda insan vücudunun geldiği hale inanamıyorsunuz. Beslenme biçimi, kurallar, aralıksız suda geçen saatler, hava ve akıntı şartları, deniz canlıları ile mücadeleler derken bu, bir işkence olarak algılanıyor, izlerken siz de bu benzetmeye hak verebiliyorsunuz.

O sırada genç bir yüzücü kız aynı rekor için basının karşısına çıkıyor: Çelik kafes yok, dalış kıyafeti yok! O da başaramıyor ve vazgeçiyor. Bu ise Nyad’ı daha çok kamçılıyor.

4 deneme, 4 başarısızlıktan sonra Nyad, bir kez daha denemek istiyor ama bu sefer Bonnie dahil kimse yanında olmayı kabul etmiyor. Basın bile inancını yitiriyor. Burada da ‘İnsanın kendisini mi ikna etmesi daha zor yoksa başkalarını mı?’ sorusu akıllara geliyor.
35 yıl sonra gelen 5.deneme ile Nyad kendini sulara bırakıyor. Deniz mi kazanacak yoksa o mu? Dostluklar kaldığı yerden devam edebilecek mi yoksa onların da bir son kullanma tarihi var mı? Soluksuz sorular havada uçuşuyor.

Herkesin kendi hayat cümlesini çıkarabileceği bir film olan Nyad’ı izlerken herkesin zamana yenilmeden kendini sorgulayacağına eminim. Mavinin hepimiz için her zaman bir umut olması dileğiyle…


Bunları da beğenebilirsin